Fenerbahçe Üniversitesi Yeni Medya Bölümü birinci sınıf öğrenciyim.
Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını, Türkiye’yi de artık ciddi şekilde tehdit altına aldı. YÖK (Yüksek Öğretim Kurulu), 16 Mart 2020 tarihinde, ilk önce üniversitelerin derslerine üç hafta ara verildiğini açıkladı. Sonradan yapılan açıklamayla da bahar döneminin uzaktan eğitim ile yapılmasına karar verdi. Haftanın büyük bir bölümünü okulda, derslerde geçiren biz öğrencilere alışılması zor bir durum olarak gözüküyordu ve öyle de oldu. Günümün tamamını evde geçiriyorum.
Sizlere bu dönemde evdeki bir günümde neler yaptığımı anlatacağım ve tavsiyelerde bulunacağım.
Online eğitim
Haftanın üç günü online derslerime giriyorum. Sabah 10.00'da başlayan derslerim, yaklaşık olarak 16.00'da bitmiş oluyor. Derslerde, mikrofonlarımızı ve kameralarımızı açıyoruz. Hem ev ortamının verdiği rahatlık; hem de göz göze iletişim kuramamak benim kişisel olarak zorlandığım alanlar oldu. Bence, online eğitim, yüz yüze eğitimin yerini almıyorsa bunlardan dolayı almıyor olabilir.
Yemek yapmak
Yemek yapmayı ve yemek yemeyi çok seven bir insanım. Daha önceden de sayısız kombinasyonlarda yemek denemişimdir. Karantina günlerimde de biraz daha zor diye yorumlanan hamur işlerine yöneldim. Eklediğim görselde de gördüğünüz gibi hamur açıyorum ve pide yapıyorum. Hem zaman geçmiş oluyor; hem de sevdiğim şeylerle ilgili yeni bilgiler öğreniyorum.
Online oyun oynamak
Karantina günlerinde özellikle bilgisayarda çok zaman geçiriyorum. Daha önceden oyun oynamayı çok seven bir insan değildim; fakat bu günlerde sıkça online oyun oynuyorum. Oyun oynamak ve online dersler için yeni bir bilgisayar aldım. Özellikle simülasyon oyunları, spor oyunları ve savaş oyunlarını tercih ediyorum.
Size, FM20 (Football Manager 2020/Futbol Yönetimi 2020) oyununu önermek istiyorum. Nisanın ilk haftasına kadar ücretsiz olarak oynama imkânı sağlanan bu oyunu ben de oynadım ve sürenin yeniden uzatılmasını bekliyorum. Takip etmekte fayda var.
Kitap okumak
Boş zamanlarımda kitap okumayı da tercih ediyorum. Karantina günlerimde evde çok kitapla ilgilenme şansım olmadı; çünkü çok fazla sıkıldığımdan daha eğlenceli aktivitelere yöneldim. Son okuduğum kitap ise 'Mehmet Rauf’un “Eylül'' adlı romanı. Bu roman, Türk Edebiyatı'nın ilk psikolojik romanı. Eseri okurken oldukça zevk aldım ve hiç zorlanmadım. Olay örgüsünden çok, karakterlerin iç dünyalarından bahsediliyor. Konu olarak da yasak aşk ele alınmış.
Film ve dizi izlemek
Normal zamanlarımda film ve dizi izlerken sıkılan bir insandım. Karantina günlerimde Netflix platformundan diziler izlemeye başladım. En sevdiğim ve bitirdiğim dizi ise '' Black Mirror (Kara Ayna)'' oldu. Bilimkurgu türünde yer alan Black Mirror, insanlığın icat ettiği muhteşem buluşları ve bu buluşların karanlık noktalarından kaynaklanan karmaşık psikolojilerin getirdiği olayları konu edinmekte.
Sonuç olarak; uzun bir süredir evdeyim ve görünen o ki bir süre daha evden çıkmayacağım.
Aslında benim de hayallerimden biri evde kalarak bir süre dinlenmekti. Şu an yaşadığımız süreçte, dünyanın içinde bulunduğu virüs salgınından dolayı herkes gibi ben de tedirginim.
Her ne kadar evde kalmak bir yandan zevkli bir aktivite olsa da; artık bu durumun bir an önce bitmesini ve derslerimin yeniden başlamasını temenni ediyorum.